31.01.2025 20:34 | Güncelleme Tarihi: 31.01.2025 21:06
Gazetecilik, halkı doğru bilgilendirme ve gerçeği ortaya koyma mesleğidir. Ne yazık ki, Halk TV, bu etik kuralları göz ardı ederek kendisini savunulamaz bir noktaya sürükledi. Ve hala bu tutumunu yasalara ve gerçeğe rağmen sürdürüyor.
Halk TV'de Program yapan gazeteciler ile TV yöneticilerinin savcılıktaki ifadeleriyle, HALK TV ekranlarındaki söylemler arasında derin bir uçurum bulunuyor.
Günlerdir “Biz gazetecilik yaptık” diyerek propaganda yapan Halk TV, gerçekleri ustalıkla izleyiciden gizliyor.
Bu çerçevede savcılığa getirilen HALK TV Gazetecileri ifadelerinde birbirlerini suçlayarak çark etti. Yaptıklarının suç olduğunu bildikleri için suçu üstlenmek yerine, “Ben yapmadım, o yaptı” diyerek topu birbirlerine attılar. HALK TV Gazetecilerinin savcılıktaki açıklamaları, HALK TV’nin ekranlarında izleyicisine boca ettiği anlatıdan oldukça farklı.
Kanal, gerçeği gizleyerek izleyicisine hala “Bize operasyon çekiliyor” diyerek yalan söylüyor. Oysa gerçek çok net: Kim olursanız olun, kimle konuşursanız konuşun, muhatabınızdan izin almadan asla bir konuşmayı kayda alamazsınız.
Alırsanız suç işlemiş olursunuz. İzinsiz kayda aldığınız konuşmayı yayınlarsanız bir suç daha işlemiş olursunuz.
Ve dahası
Yaptığınız eylem devam eden bir yargı sürecine ilişkin ise “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu da işlemiş olursunuz.
Bu gerçeğe rağmen HALK TV ve Gazetecileri, savcılıkta birbirlerine attıkları suçu yayında izleyiciden gizliyorlar. “Nasıl olsa izleyicimiz sorgulamaz” rahatlığıyla hareket ederek, muhalif olma konforunu dibine kadar kullanıyorlar.
Bu yaklaşım, yalnızca yasaları çiğnemekle kalmıyor, meslek etiğini de hiçe sayıyor.
Bu tür etik dışı yayıncılık, muhalif seçmene de büyük bir saygısızlık anlamına geliyor.
Ancak görünen o ki, HALK TV için gerçekler yalnızca işlerine geldiği sürece önemli. Geri kalan her şey, manipüle edilebilir, çarpıtılabilir ve gerektiğinde bir kenara atılabilir.
Yasaları çiğneyip, mesleğin etik kurallarını da rafa kaldırıp sonra hak aramak yaman çelişki.
Asıl soru şu:
Bu anlayış, basın özgürlüğü mü, yoksa siyasi patronun hatalarını örtme çabası mı?