Türk dizi sektörü son yıllarda çok iyi işler çıkarıyor.
İhracat kalemlerimiz arasında yurt dışına ihraç edilen diziler önemli bir yer
tutuyor. Taktir ettiğim ve benim de ilgi ile izlediğim diziler var.
Ve elbette eleştirilerim de…
Eleştirilerim mafyatik dizilerle ilgili.
Gençler, mafyatik dizilerdeki karakterleri gerçek hayatta yaşayan
birileri ile özdeşleştiriyor. Bu diziler “Mafya babası” olup köşeyi dönmeyi,
yasaları çiğnemeyi, silah ve şiddeti özendiriyor.
Özellikle son dönemde kadına, çocuğa şiddet ve istismar
olaylarının sosyal medya ile birlikte daha görünür hale geldiği, toplumsal
olarak ortak tepki gösterdiğimiz hassas konular.
Televizyonlardaki dizlerin istismar ve şiddete olan
katkısını görmek için uzman olmaya gerek yok sanırım. Bu konuda adeta avazı çıktığı
kadar bağıran bir kısım medyanın dürüst davranmadığı ortada.
Medya çuvaldızı önce kendine batırmalı!
Her türlü çarpık ilişkiyi ve şiddeti seyircinin üzerine boca
eden dizileri izleyenlerin bu durumdan etkilenmemesi mümkün mü?
Gelelim işin başka bir boyutuna;
Şiddeti, yasaları çiğnemeyi özendiren mafyatik dizilere kamu
kurum ve kuruluşlarının “kenti tanıttıkları” gerekçesi ile destek vermeleri çok
büyük yanlış. Valilikler, belediyeler, polis, jandarma araç gereç ve mekan
desteği vermemelidir. Yapımcı, yapıtında o sahneyi çekmek istiyorsa seti için
gerekli araç, gereci kendisi temin etmeli.
Bir örnek;
Şimdilerde yeni sezon tanıtımları yayınlanan mafyatik bir
dizinin karakteri (önceki sezon) polisi kafasına geçirdiği bir kapüşonlu ile
aldatıp kaçıyor.
Havadan polis helikopteri destekli operasyon sahnesinde
onlarca polis aracı, toma, zırhlı personel aracı vs. oluşan konvoy kent içinden
yola çıkıyor. Söz konusu sahnede güya kenti tanıtıyorlar. Kentin en gözde
yerlerinden ilerleyen polis konvoyu operasyonun yapılacağı mahalleye geliyor.
Mahalle kuşatılmış. Ve mafya lideri başrol oyuncumuz Polisimizi senaryo gereği kapüşonlusunu
başına geçirerek atlatıyor.
Sonra mı?
Sonrası malum. Mafya lideri hem yasaları çiğnemeye devam
ediyor hem de elinde silah mazot kaçakçılığından bir üst mafya ligine yol almak
için sözüm ona kahramanlıklarına devam ediyor.
Bitti mi?
Bitmedi!
Dizinin sonunda başta Valililikler, emniyet müdürlükleri ve belediyelere
katkılarından ötürü teşekkür yazısı geçiyor. 'Katkıları' için!
Neye katkı verdiler bu kuruluşlar?
Biliyorlar mı?
Senaryoyu okuyup mu bu katkıyı verdiler yoksa okumadan mı?
Katkı verilen bölümün ilgili sahnesini katkı verenler oturup
izlediler mi?
O sahnelerin gençler ve çocuklar üzerindeki psikolojik
etkileri konusunda hangi uzmanın 'olur' raporu var?
Kentin imajı için sarf edilen onca çabanın dizide çizilen suç
şehri imajı ile çöpe atılmasına çok değerli yöneticilerimiz ne diyor acaba?
Söz konusu katkıyı vermeselerdi ne olurdu?
Şu olurdu;
Silahların patladığı, şiddetin zirve yaptığı, mafyatik
karakterlerin özendirildiği, hukukun çiğnendiğinin ve hesap sorulmadığının
olağan bir durummuş gibi gösterildiği bir rezalete destek olmamış olurlardı.
Şiddet ve yasadışı işleri önleme konusundaki samimiyet ve hassasiyetlerini
ortaya koymuş olurlardı.
Söz konusu kuruluşların desteği olmasa yapımcı, bu sahneyi
kendi imkanları ile çekmek zorunda kalırdı. Polis aracı yapmak için onlarca
otomobil kiralardı. O otomobilleri bir ajansa polis otosu görünümü için folyo
ile kaplatacaktı. Her birine bir şöför tahsis edecekti. Bir helikopter
kiralayacaktı. Tüm bu araçların yakıtını bu kentten satın alacaktı. Bu sahne için
görevlendireceği polis rolünde onlarca insanı çalıştıracak ödeme yapacaktı. TV
Kanalından tonlarca para kaldıran yapımcı, o kente de bu anlamda ekonomik katkı
koymuş olacaktı.
Son söz;
Mafyatik mahalle ve kent imajı şehrimize zarar veriyor. Suç
ve suçlulara karşı kahramanca göğsünü siper eden güvenlik güçlerimizi senaryo
gereği bile olsa zaaf içinde gösteren sahnelere kamu kurum ve kuruluşları
destek vermemelidir. Senaryolar ehil kişilerce okunmalı ve
değerlendirilmelidir. İlgililer var olan mevzuatı tam uygulamalıdır.